Türkiye'nin öncü çimento şirketlerinden Batıçim'in kurucu beş ortağından biri olan sanayici ailenin dördüncü kuşak temsilcisi Feyyaz Ünal, çocukluk hayalini gerçekleştirecek büyük adımı bu yılın sonunda faaliyete geçecek havacılık ve uzay şirketi ile attı. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde 25 milyon Euro yatırımla kurulan FremenAerospace, bu yılsonunda üretime başlayacak. 40 bin metrekare alanda faaliyet gösterecek şirket mevcut personeline ilave 300 kişiye daha istihdam sağlayacak.
Ünal’ın yeni şirketi, uçakların gövde parçalarını üretecek. Ünal, “Herkesin bir çocukluk hayali vardır. Benim hayalim de astronot olmaktı. NASA'ya başvurdum fakat gözlük kullandığım için gidemedim. Şimdi ürettiğim parçalar uzaya gidecek” dedi.
TEKREFERANS.COM’A HEDEFLERİNİ ANLATTI
Feyyaz Ünal, Tekreferans.com İmtiyaz Sahibi Erhan Gülenç, Genel Yayın Yönetmeni Sinan Doğan ve Koordinatör Nihat Delibaşı’na yeni hedeflerini ve hayallerini anlattı. Kendisini “sanayici” ve “sivil toplumcu” olarak nitelendiren, şu an Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ile Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu’nda yer alan Feyyaz Ünal, Türkiye için katkı koyabileceğine inandığı sivil toplum kuruluşlarında başkanlık dahil her türlü görevde yer alabileceğini vurguladı.
“SIFIRDAN” İŞ KURDU
2021'de Ünal ailesi dışındaki ortakların Batıçim hisselerini Çiftay Grubu’na satmasının ardından çimento sektörüne üzülerek veda eden Ünal, yeni sektör arayışına girdiklerini söyledi. Ünal, "Çimento bizim aile işimizdi. O dönem yeni sektörler aramaya başladık. Yapay zeka yatırımına fonlara girdik. Sonra eşim Selima Aslı Ünal ile birlikte İstanbul' da otomotiv sektöründe faaliyet gösteren Mepsan Savunma Sanayi ve Otomotiv A.Ş.’yi aldık. O firmada metal ve plastikten mamul otomotiv parçaları üretiyoruz. 1985'ten bu yana üretimde olan firmanın 16 ülkeye ihracatı var. İlk 1000 ihracatçı firma listesindeki firmayı büyütmeye, dönüştürmeye başladık. Otomotiv sektörüne daha da yatırım yapmanın çok da mantıklı olmadığını, getirisinin hayal ettiğimiz seviyelerde olmayacağına karar verdik. ‘Bunu neye dönüştürebiliriz?’ diye kendimize sorduk. En mantıklı yanıt havacılık sektörüydü. Havacılık teknolojik olarak değil ama talep olarak otomotivin 25-30 yıl arkasından geliyor” diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN AVANTAJLARI ÇOK FAZLA
Havacılık sektöründe yatırım kararı almalarında birçok parametrenin etkili olduğunu ama bunlar arasında Türkiye'nin ülkesel avantajının önemli rol oynadığını vurgulayan Ünal, "Biz ülke olarak havacılıkta iyiyiz. Havacılıkta iyi müşterilerle çalışıyoruz. Ülke olarak TAİ ve TEİ gibi havacılıkta çok iyi uluslararası ölçekte önemli firmalarımız var. Baykar gibi ürünleri çok beğenilen şirketlerden bir tanesine sahibiz. Bu alana girmeye karar verdikten sonra yapısal parça üretimi tarafında olmayı tercih ettik. Uçakların ve uyduların gövdelerini üretecek FremenAerospace firmasını kurduk. Diğer şirketimiz CraftComposite ise havacılık, otomotiv ve uzay sektörlerine yönelik yüksek performanslı kompozit parçalar üretiyor. FremenAerospace firmasında ilk üreteceğimiz parçalar uçağın arka çıkış kapısı 18. bölümü ve arka bölüme doğru giden 19. bölüm. Yüzde 80 alüminyum, yüzde 20 titanyumdan üreteceğiz parçaları.Yatırım süreci bu yılın sonunda bitecek. 40 bin metrekare alan üzerindeki tesisimiz, 25 milyon Euro’ya mal olacak” dedi.
“CraftComposite firmasında havacılık sektöründe, uçak yapısal parçaları, kanat ve gövde bileşenleri, iç mekan elemanları ve hafif ama güçlü kompozit materyaller sunarak, uçuş güvenliği ve yakıt verimliliğini artıran çözümler sağlıyoruz” diyen Ünal, mevcut fabrikayı İstanbul’dan Eskişehir’e taşıdıkları bilgisini verdi. Yatırıma karar verdikten sonra Tekirdağ'dan Ankara hattına kadar seçenekleri araştırdığını ifade eden Ünal, "İzmir hiç gündemimde olmadı. Çünkü İzmir’de havacılıkta kümelenme yok. Kale gibi, Manisa’daki EMS gibi büyük tesisler var ama Eskişehir bu konuda merkez haline geldi. Yetişmiş işgücü var. Eskişehir’deki üniversiteler her yıl çok sayıda mezun veriyor. Arsa fiyatları ve Ankara’ya yakınlık önemliydi. Çünkü savunma sanayinde Kahramankazan bir diğer önemli merkez. En önemlisi de benzer iş yapanlara danışabilmek. İzmir' de olsaydım tek olmak zorunda kalacak ve yükü tek başına çekecektim” şeklinde konuştu.
Yaptıkları işi anlatmak için sürekli dolaştığını anlatan Ünal, en son Lahey’deki NATO toplantısından döndüğünü, Ekim’de Washington’da bir zirveye, Kasım’da da Airbus tedarikçi gününe katılacağını söyledi. “
YENİ İŞLERE AÇIĞIZ”
Havacılık sektörüyle çocukluk hayalini de gerçekleştirdiğini anlatan Ünal, “Çocukken hayalim astronot olmaktı. 1993 yılında NASA'ya başvurdum. Başvuru evrakları geldi. Ama gözlük kullandığım için gidemedim. Maalesef o dönem göz ameliyatı yoktu. Kendim gidemedim ama şimdi uzaya ürettiğim parçaları göndermek istiyorum” dedi. Yeni iş ve yatırım fırsatları konusunda tutucu olmayacaklarının altını çizen Ünal, "Yeni işler gelebilir. Bunları değerlendirmek lazım. Geçmişte sadece çimentoda kalarak hata yaptık. 2005'te ekonomide kötü sinyaller gelmeye başlayınca kafayı kaldırdık, bir baktık ki diğer sektörler yürümüş. Dolayısıyla farklı sektörlere girebiliriz" dedi.
SİVİL TOPLUM OLMAZSA OLMAZ
Geçmişten bugüne etkin şekilde yer aldığı sivil toplum kuruluşları ile iletişiminin her daim devam edeceğinin altını çizen Feyyaz Ünal, Türkiye için katkı koyabileceğine inandığı sivil toplum kuruluşlarında başkanlık dahil her türlü görevde bulunabileceğini ifade etti. Bu konudaki temel düşüncesinin, "Sivil topluma bir şey almak için girilmez" olduğunu vurgulayan Ünal, "STK'lar benim için “beynimle katkı koymak” demek. Babam ESİAD başkanlığı yaptı, TÜSİAD yönetiminde bulundu. Annem Ege Çağdaş Eğitim Vakfı kurucularındandı. Evde iki kavram vardı: sanayi ve sivil toplum. Armut dibine düşer. Ben de doğal olarak bu ikisini birlikte yürütüyorum. TÜSİAD’ta Gençlik ve Girişimcilik Yuvarlak Masası’nda, TÜRKONFED’te Gençlik ve Eğitim Komisyonu’nda görev alıyorum" bilgisini verdi.
GİRİŞİMCİLİK, ÇABA SARFEDİLECEK ALAN
STK'larda elde ettiği deneyim sonunda en temiz ve uğruna çaba sarf edilecek alanlardan birinin girişimcilik olduğunu ortaya koyduğunu belirten Ünal, şunları söyledi: "Çok fazla üniversite mezunumuz var. Bu insanlar yaratıcı, yeni ekonomiye dair birşeyler üretebiliyorlar ve desteğe ihtiyaçları var. Küçük desteklerle çok yol alabiliyorlar. Ben gençlerin daha fazla yurtdışına gitmelerini, kendilerini geliştirmelerini öneriyorum. Dünyayı görsünler. İlla da ülkeye dönmek zorunda değiller. Ama bağlarını da koparmasınlar".
ALTIN AMA KELEPÇE
Aile ve şirket yönetimine bakışta altın ama kelepçe örneğini veren Feyyaz Ünal, "İşi baba ya da oğluna devretmek zorunda mı? Biz hissenin sahibiyiz, şirketin sahibi değiliz. Genel müdürümüz profesyonel. Davul da onda tokmak da. İki oğlum var. Onlara hiçbir zaman “Gelip burada çalışacaksınız” demem. Çünkü bu altın kelepçe. Altın ama kelepçe. İstiyorlarsa imkân var, istemiyorlarsa yok. Önemli olan şirketin değil, ailenin devamlılığı. Aile bağını koruyabildikten sonra yeni iş kurabilir, başka sektöre girebilirler" dedi.
“KALBİM TÜRKİYE İÇİN ATIYOR”
Ünal, İzmir'e dönme ve İzmir'de yatırım yapma hayalinin olmadığını belirterek "Kendimi İzmirli olarak tanıtıyorum ama İzmir’de yatırım planım yok. İzmir’de hemşericilik yok, bu güzel. Benim derdim de İzmir’i kollamak değil, ülke için bir şey yapmak. Gençlerin önünü açabilir, uluslararası bağlantılar kurabilirsem beni mutlu eder. Kalbim sadece İzmir için değil, Türkiye için atıyor" diye konuştu. Ünal, İzmir’in değerlerine özgü alanlarda büyüme modelini yakalaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
YORUMLAR
0Yorum Yap