Özel sektördeki profesyonel yöneticilik kariyerine 1992’de son verip tekstil sektörüne adım atan Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, aradan geçen 33 yılda başarılı bir ihracatçı oldu. Tekstil sektöründe bugün yaşanan yaprak dökümünü değerlendiren Sertbaş “Profesyonel hayat devam etse çoktan emekli olurdum. Kahveye mi giderdim, balık mı tutardım bilmiyorum. Ama bugün sıfırdan iş kurma konusunda aynı cesareti gösteremezdim. Pek çok kriz gördük ama ilk kez bu kadar umutsuzuz.” diyor.
Sertbaş, “Özel sektörde çalıştığım şirkette daha fazla yükselebileceğime dair inancımı yitirmiştim. İçimdeki kendi işimi kurma arzusu ağır bastı. 1992’de tekstile yöneldim. Eşim tekstil mühendisiydi ve bir firmada çalışıyordu. En kolay yol, ona bir fason atölyesi kurmaktı. Çok oyalanmadan işe giriştik. İşi yeni doğan kızıma gelen altınlarla kurduk. Beş makine ile Bornova Yeşilova’da fason dikim yaparak başladık. 1995’te Almanya’ya ilk ihracatımızı gerçekleştirdik” şeklinde anlatıyor sektöre adım atışını.
“TEKSTİLDE DÜZGÜN ÇALIŞIP BATAN YOK”
Şu an Buca’da BEGOS’ta bulunan fabrikalarını döviz kurunun patladığı 2001 yılında bitirdiklerini hatırlatan Sertbaş, “Tekstil, çalışırsan şu dönem hariç her zaman iş olan bir sektör. Düzgün çalışıp tekstilden batan yoktur. Bu bence hala geçerli ama ülkenin şartları, para politikası olayı bizi bitiriyor. Yani enflasyonu sadece para politikasıyla çözmeye çalışmak, bizim gibi girdisi TL olan sektörleri ne yazık ki bitiriyor” ifadesini kullanıyor. Sertbaş, “Hazır giyimin geleceğine dair iki fikir var: Bir kısım sektörün marka odaklı dönüşmesi gerektiğini söylüyor. Ben ise hâlâ fason üretimle işler yapılabileceğine inanıyorum. Altyapı ve potansiyel mevcutken, neden bırakalım?” görüşünü savunuyor.
“UMUTLA DEVAM EDİYORUZ AMA NEREYE KADAR?”
“Pandemi sonrası işler hızla açıldı. Döviz destek oldu, iyi kazandık. Bugün hâlâ o dönemde kazandıklarımız sayesinde ayaktayız” diyen Sertbaş, şunları söylüyor: “2008’de yaşanan ABD merkezli küresel ekonomik krizde hatırı sayılır müşterim battı. Ama onu bile atlattık. Yeter ki çalışılır durumda olalım. Bu emeği başka bir sektörde versem çok daha iyi bir durumda, başka noktada olabilirdim. Pek çok kriz gördük ama ilk kez bu kadar umutsuzuz. Avrupa hâlâ ana pazarımız. Ancak döviz sabitken enflasyon yükselince fiyatlarımız pahalı kalıyor. Birçok firma gibi biz de cepten yiyoruz. Umutla devam ediyoruz ama nereye kadar sürecek bilmiyorum. “Benim işim çok iyi” diyen sayılı kişi var. Geri kalan hep birlikte “atlatacağız” diyoruz”.
YORUMLAR
0Yorum Yap