
Türkiye’nin en önemli bağcılık merkezlerinden biri olan Gediz Ovası’nda jeotermal enerji baskısı giderek artıyor. Manisa’nın Salihli ilçesinde, tarım ve sulama alanlarının ortasında planlanan 9 jeotermal kuyu ve 35 bin metrekarelik sera projesi için “ÇED Gerekli Değildir” kararı alan Adil Sani Konukoğlu'nun Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Gaziantepli Sanko Grubu'na bağlı Sanko Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş., bu kez de Ahmetli ilçesinde yeni bir jeotermal arama projesi için ÇED süreci başlattı. Ahmetli’ye bağlı Yaraşlı Mahallesi sınırlarında yer alan 2022-AR-24 numaralı ruhsat sahasında, iki adet jeotermal sondaj kuyusu ve buna bağlı seracılık faaliyeti planlayan şirket, Proje Tanıtım Dosyası’nı Manisa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne sundu.

AHMETLİ’DE KURU ÜZÜM HAVZASI TEHDİT ALTINDA
Türkiye’nin en önemli kuru üzüm üretim merkezlerinden biri olan ilçede, Yaraşlı Mahallesi sınırlarında planlanan projede rotary (döner) sondaj yöntemi kullanılacak. ÇED dosyasına göre proje alanı, İzmir–Manisa 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda tarım ve sulama alanı içerisinde yer alıyor. Tapu kayıtlarında ise parselin tamamı mera vasıflı alan olarak görülüyor. Bu durum, proje öncesinde 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında mera vasıf değişikliği yapılmasını zorunlu kılıyor.

GEDİZ NEHRİ VE SULAMA KANALLARINA YAKINLIK ENDİŞE YARATIYOR
Ahmetli’deki proje alanının Gediz Nehri’ne yaklaşık 600 metre, sondaj noktalarının ise sulama kanallarına 50–90 metre mesafede bulunması, çevresel risk tartışmalarını da beraberinde getirdi. Ege Bölgesi’nin hem tarımsal üretim hem de su kaynakları açısından en kritik alanlarından biri olan Gediz Ovası’nda artan jeotermal sondajların, yeraltı suları, toprak kalitesi ve üzüm bağları üzerindeki olası etkileri bölge halkı ve üreticiler açısından ciddi endişe yaratıyor.
“ENERJİ Mİ, TARIM MI?” SORUSU YENİDEN GÜNDEMDE
Sanko Enerji’nin; hidroelektrik, rüzgâr ve jeotermal santrallerden oluşan yaklaşık 1000 MW’lık kurulu gücü ve yıllık 3,4 milyar kWh enerji üretimi bulunuyor. Şirket yatırımlarını “yenilenebilir enerji” başlığı altında savunurken, Gediz Ovası’nda yaşayan üreticiler ve çevre örgütleri ise verimli tarım topraklarının sanayi faaliyetlerine açılmasının geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor.
YORUMLAR
0Yorum Yap