Geçen hafta İzmir’e gelen 400 milyon doların sırrı neydi?

Geçtiğimiz hafta İzmir’deki iki büyük kuruluş uluslararası kuruluşlardan yaklaşık 400 milyon dolar kredi sağladı. Türk Lirası cinsinden 16 milyar liradan fazla bir paradan söz ediyoruz. "Krediyi alan memnun, veren memnun. Bundan bize ne”, deyip işin içinden çıkabiliriz. Ancak kazın ayağı tam öyle değil

Sinan Doğan Sinan Doğan Yayınlanma: 16 Kas 2025 - 13:09 Güncelleme: 16 Kas 2025 - 16:48

Geçtiğimiz hafta İzmir’de iki büyük kuruluş uluslararası kuruluşlardan yaklaşık 400 milyon dolar kredi sağladı. Türk Lirası cinsinden 16 milyar liradan fazla bir paradan söz ediyoruz. 

Merkez Bankası’nın politika faizinin yüzde 39,5 olduğu, ticaret ve sanayi kesimlerinin bunun çok üzerinde faizle borçlandığı, küçük işletmelerin Nefes Kredisi gibi ‘uyduruk’ bir krediye bile muhtaç bırakıldığı, iş dünyasının ana şikâyetinin finansmana erişim sıkıntısı olduğu bir dönemde bu kadar büyük krediyi kim nasıl aldı?

Arkas Holding, Dünya Bankası kuruluşu IFC liderliğinde 335 milyon dolar sendikasyon kredisi aldı

Arkas Holding, Dünya Bankası kuruluşu IFC liderliğinde 335 milyon dolar sendikasyon kredisi aldı

Kredilerden birini Türkiye’nin önde gelen denizcilik grubu Arkas Holding, Dünya Bankası’nın bir kuruluşu olan Uluslararası Finans Kurumu liderliğinde aldı. Kredinin verilme gerekçesi ulaşım ve lojistik altyapısına yönelik yapılacak yatırımlar. 335 milyon dolarlık sendikasyon kredisinin ilk dilimi 260,3 milyon dolar. Kredinin Türkiye’deki faiz ve vadelerden çok daha uygun koşullarla verildiğini söylemeye gerek yok sanırım.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ise yine İzmir’in önde gelen gruplarından Özgörkey Grubu’na 50 milyon Euro kredi verdi. Bankanın kredi verme gerekçesi ise firmanın Torbalı’daki gıda tesislerinde kurmak istediği yeni patates ürünleri ve atıştırmalık hattını desteklemek.  

Özgörkey, Torbalı'daki patates fabrikası için 50 milyon Euro kredi sağladı

Özgörkey, Torbalı'daki patates fabrikası için 50 milyon Euro kredi sağladı

“ALAN MEMNUN, VEREN MEMNUN, BİZE NE”

Banka, bu yıl Türkiye’de 42 projeye 2,2 milyar Euro kredi verdi. Yıl sonuna kadar 400 milyon Euro daha kredi sağlanacak. Yine geçtiğimiz ay sonunda Alman bir banka ile tersane kurmak için 28 milyon Euro’luk kredi anlaşması yapan İzmir merkezli Uzmar Grubu’nu da hatırlatmakta fayda var. “Krediyi alan memnun, veren memnun. Bundan bize ne”, deyip işin içinden çıkabiliriz. Ancak kazın ayağı tam öyle değil. Geçtiğimiz hafta Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin ihracatında yaşanan artışı beş sektörün 10-12 firmasının sırtladığını, küçük işletmelerin varlıklarını korumakla mücadele ettiğini söyledi.

PARA MUSLUKLARI HERKESE KAPALI DEĞİL

Hükümetin 2024 Haziran’ından bu yana Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek eliyle uyguladığı dezenflasyon programı, enflasyonu düşürmek hedefi doğrultusunda devam ettirilen sıkı para politikası ile para musluklarını sonuna kadar sıkıyor. İşletmeler yüksek faiz ateşinde ya da daralıyor ya da havlu atıyor. Ama gelin görün ki gücü yerinde olan büyük firmalar, arkadan dolanarak düşük faizli ve uygun vadeli döviz kredileriyle büyümeye devam ediyor.  Nitekim Merkez  Bankası’nın Kasım ayı Enflasyon Raporu, yabancı para cinsinden kredi büyümesinde yüzde 9,1’lik artışa dikkat çekiyor. Dövizde ani bir sıçramanın yaratacağı riski şimdilik düşünen yok.

ALTTA KALANIN CANI ÇIKSIN

Akademisyen Doç. Dr. Ümit Akçay, bugün Evrensel Gazetesi’ndeki makalesinde, “TCMB’nin sıkı para politikası, sınıfsal olarak asimetrik işliyor: Bir yanda para politikasının ‘sıkılığından’ kaçınabilen sermaye kesimleri ve yüksek mevduat faiziyle kazanç sağlayan finansal sermaye. Diğer yanda yüksek borçlanma maliyetiyle karşılaşan reel sektör ile geliri enflasyon kadar artmayan ve borçlanma maliyetinin çok yüksek olduğu hane halkları” diyerek, döviz kredisi ile borçlanabilenlerin ayrıcalıklı durumuna işaret ediyor.

Anlayacağınız hem geniş halk kesimlerinde hem de ticaret ve imalat sektöründe altta kalanın canının çıktığı, tekelleşmenin, istihdam kaybının ve sanayisizleşmenin hızla arttığı bir dönemin içinden geçiyoruz.

YORUMLAR

0

Yorum Yap

BU KATEGORİDEN DİĞER HABERLER