İzmir'in köklü sanayi kuruluşları 'zombi firma'ya dönüşüyor

İzmir sanayinde konkordato ilan eden çok sayıda firma bir yana ne konkordato için mahkemeye gidebilen ne de iflas tabelası asabilen firmalar artıyor.  İzmir sanayinin gurur duyduğu kuruluşlar ne ölü ne diri olan 'zombi firmalar'a dönüşüyor. Adeta olağanlaşan tefecilik ile şirketlerin sahibi belirsiz hale gelirken, hileli şirket el değiştirmeleri de patlıyor

Nihat Delibaşı Nihat Delibaşı Yayınlanma: 9 Eki 2025 - 10:45 Güncelleme: 9 Eki 2025 - 18:33

Hükümetin 2,5 yıldır uyguladığı kemer sıkma politikası, sanayide derin bir çöküşe yol açıyor. Yüksek faiz nedeniyle hem yatırım yapamayan hem de ürettikleri malı satamayan firmalar, döviz kurundan dolayı da rekabetçiliklerini kaybediyor. İçlerinde havlu atanlar ve mahkeme kapılarına konkordato için başvuranlar çok. Ancak bazı firmalar ise yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgide ayakta kalmaya, "gemisini yüzdürmeye" çaba gösteriyor. 

TEFECİLİK OLAĞANLAŞMIŞ!

Yolumuz İzmir'in sanayi bölgelerine düştüğünde, şehrin köklü sanayi kuruluşlarının ortakları finansman sıkıntılarını "Bankacılar ile tefeciler arasında kaldık" serzenişiyle anlatıyorlar bize. Geçtiğimiz aylarda İzmir'in makine sektöründe faaliyet gösteren bir sanayi kuruluşunun ihtiyaç duyduğu nakit parayı çok yüksek faizle başka bir iş insanından almak zorunda kaldığını öğreniyoruz. Anlaşılan "tefecelik" olağanlaşmış. El değiştiren şirketlerin sayısındaki inanılmaz orandaki artışı da Ticaret Sicil kayıtlarında görmek mümkün. Bir zamanlar İzmir’in sanayisinin gururu olan 40–50 yıllık aile işletmeleri şimdi birer birer el değiştiriyor. Kimi “borçtan kurtulmak” için, kimi “faiz yükünü çeviremeyince”…Kimi de sessiz sedasız, muvazaalı satışlarla markayı başka ellere devrediyor. Adı aynı, logosu aynı ama içerisi bambaşka. 

GÖLGE ŞİRKET SAHİPLERİ

Faizlerin yüzde 50'lerin üzerinde olduğu bir ortamda kim, neden elindeki parayı kar etmeyeceğini bile bile bir sanayi şirketine koyar? Bunun sırrını da geçtiğimiz hafta öğrenme fırsatımız oluyor. Bir zamanlar İzmir'in önde gelen iş insanlarından birinin sahibi olduğu sanayi kuruluşu, bankalara olan borçlarından kurtulabilmek için hisselerini başka birinin üzerine devretmiş. Kulislerde bu tür satışlara “marka kalsın ama sahiplik değişsin” deniyor. 

Konkordato ilan eden çok sayıda firma bir yana ne konkordato için mahkemeye gidebilen ne de iflas tabelası asabilen firmalar artıyor.  İzmir sanayinin gurur duyduğu kuruluşlar ne ölü ne hayatta olan 'zombi firmalar'a dönüşüyor. Krediyle yaşayan, sermaye koyamayan, borç ödeyemeyince yeni borç alan şirketler…Bu firmalar ekonomiyi diri tutuyormuş gibi görünüyor ama aslında kaynakları tüketiyor. 

ÖLÜ MÜ DİRİ Mİ BELLİ DEĞİL

Hazır giyim, tekstil, döküm, makine, ekipman imalatı gibi katma değeri yüksek sektörlerde kapitalizmin en basit kuralı işlemiyor; Kimse iflas etmiyor. Kimse batmıyor ama kimse de büyüyemiyor. Ancak sahibi giderek belirsizleşen, ölü mü diri mi olduğu anlaşılmayan sanayi kuruluşlarının varlığı ekonomide daha büyük belirsizliklere kapıyı açıyor.

YORUMLAR

0

Yorum Yap

BU KATEGORİDEN DİĞER HABERLER