Patronlardan orta sınıf, hukuk ve yapısal reform çıkışı

Enflasyonun 2026'da yüzde 20'li rakamların altına düşmesini temenni eden Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği Başkanı Sibel Zorlu, "Ancak sıkı para politikasının başarısı, disiplinli maliye politikaları ve köklü yapısal reformlarla taçlandırılmadığı sürece kalıcı olamaz" dedi

Tek Referans Tek Referans Yayınlanma: 29 Ara 2025 - 11:21 Güncelleme: 29 Ara 2025 - 22:34

Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Başkanı Sibel Zorlu, 2025’te belirsizlikler, maliyet baskıları ve küresel risklerden dolayı iş dünyasının dayanıklılığını korumaya odaklandığını belirterek, 2026’nın dengelenme yılı olmasını beklediklerini söyledi. Zorlu, “Toplumun taşıyıcı sütunu olan orta sınıfın refah düzeyinin korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin ekonomik dayanıklılığını artıracaktır” dedi.

Sanayinin milli gelir içindeki payının uzun süredir artmadığına dikkat çeken Zorlu, üretimde güçlü ve nitelikli bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu söyledi. Zorlu, “Yapay zeka ve ileri teknolojiler, küresel çapta üretim süreçlerini köklü bir şekilde değiştirirken, bu dönüşüme uyum sağlamak rekabet gücümüz açısından kritik bir önem taşıyor. İhracatımız artıyor ancak ithalatın daha yüksek seyretmesi nedeniyle dış ticaret açığı devam ediyor. Özellikle orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payının düşük olması, katma değer sorununun hâlâ çözülemediğini gösteriyor” diye konuştu.

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VURGUSU

2026 yılında enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini ancak bu sürecin yapısal reformlarla desteklenmesinin şart olduğunu ifade eden Zorlu,  şöyle konuştu: “Enflasyonun yüzde 20 bandının altına gerilemesi ve 2027’de tek haneli rakamlar için güçlü bir zemin oluşturulması en büyük temennimizdir. Ancak şunun altını çizmek gerekir ki; sıkı para politikasının başarısı, disiplinli maliye politikaları ve köklü yapısal reformlarla taçlandırılmadığı sürece kalıcı olamaz. Ayrıca, toplumsal refaha yansımayan ekonomik iyileşmenin eksik kalacağını düşünüyoruz. İstihdam piyasasında geniş tanımlı işsizliği de kapsayan daha bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Toplumun taşıyıcı sütunu olan orta sınıfın refah düzeyinin korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin ekonomik dayanıklılığını artıracaktır. Tüm bu adımlar, hukukun üstünlüğü ilkesinin sağladığı güven iklimiyle birleştiğinde, 2026 yılı Türkiye için çok daha iyi bir yıl olacaktır.”

YORUMLAR

0

Yorum Yap

BU KATEGORİDEN DİĞER HABERLER