Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (ESİAD) bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Yatırım Zirvesi, “Savunma Sanayii ve Yatırım Dinamikleri” temasıyla İzmir’de gerçekleştirildi. İş dünyası, kamu temsilcileri ve yatırımcıları buluşturan zirvede, savunma sanayinin Türkiye ekonomisindeki stratejik rolü ele alınırken, Ege Bölgesi’nin bu alandaki potansiyeli konuşuldu.
ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Akgerman ve Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu'nun açılış konuşmalarıyla başlayan toplantının konuk konuşmacısı olan Kale Grubu Başkanvekili Osman Okyay, İzmirli firmalara riskin ve uzmanlığın paylaşıldığı konsorsiyum modeli önerdi. Okyay, "Konsorsiyum modelleri başarının anahtarıdır” dedi.
Okyay, “Ege gibi güçlü bir üretim altyapısına sahip bölgeler, çifte kullanımlı teknolojiler sayesinde hem savunma hem sivil sanayide büyüme avantajı yakalayabilir” diye konuştu. Ege Bölgesi’nin savunma ve havacılık teknolojilerinde Türkiye’nin yeni cazibe merkezi haline gelebileceğini söyleyen Okyay, “Ege, güçlü sivil sanayi altyapısını savunma teknolojileriyle entegre edebilirse, Türkiye’nin yeni sanayi modelinin öncülüğünü üstlenebilir” dedi. Bölgenin üretim çeşitliliğinin küresel görünürlüğü artıracağını vurgulayan Okyay, Ege’de kurulacak konsorsiyum ve kümelenme modellerinin bölgeyi hızla güçlendireceğini belirterek, “Bu yöndeki yatırımlar Ege’yi savunma sanayinde bir cazibe merkezi haline getirecektir” dedi.
SONUÇLARIN ALINACAĞI DÖNEM
2010’da kurulan İzmir Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneğinin bu vizyonun erken adımlarından biri olduğunu hatırlatan Okyay, “Bugün o vizyonun sonuçlarını görebileceğimiz bir döneme giriyoruz” ifadesini kullandı. Kale Grubu’nun savunma sanayindeki yolculuğunun 1987’de Stinger füzeleri için 22 parça üreterek başladığını anlatan Okyay, “O dönemde metodoloji, kalite ve teknolojiyi öğrendik. Ancak asıl stratejik bağımsızlık, kritik alt bileşenleri kendi ülkemizde üretmekle mümkün” dedi. Türkiye’nin 7,2 milyar dolarlık savunma ihracatıyla dünyada öne çıktığını, bu yıl 10 milyar dolarlık hedefe ilerlediğini belirten Okyay, “Savunma sanayiine yatırım, uzun vadeli, kamu taahhüdüne dayalı, öngörülebilir bir alan. Bu, yatırımcı için istikrar ve güven anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
"YERLİ VE MİLLİ SAVUNMA HAYAL DEĞİL"
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel, Türkiye’nin savunma sanayinde tam bağımsızlık vizyonu doğrultusunda önemli bir eşiğe geldiğini belirterek, “Bugün havada, karada, denizde insanlı ve insansız tüm platformları üretebilecek seviyedeyiz. Yerli ve milli bir savunma sanayi artık hayal değil, gerçektir” dedi. Çizgel, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın Türkiye’ye savunmasını kendi gücüyle inşa etmesi gerektiğini gösterdiğini belirterek, 2004 yılında ‘yapabileceğimiz her şeyi kendimiz üretelim’ anlayışıyla yeni bir döneme girildiğini söyledi. Çizgel, “Bugün yüzde 70–80 yerlilik oranına ulaştık. Motor, elektronik kart, yazılım gibi kritik bileşenlerde de yerlileşme süreci hızla ilerliyor” diyen Çizgel, tam bağımsızlık vizyonunun bu temeller üzerinde yükseldiğini vurguladı. Çizgel, şunları söyledi: “Bu kadar büyük bir ekosistemi ayakta tutmanın yolu ihracattır. Sürdürülebilirliğin anahtarı ihracattır” dedi. Ana yükleniciler Aselsan ve Roketsan'ın yanı sıra, KOBİ’lerin zincirin önemli halkası olduğunu kaydeden Çizgel, savunma sanayiine katılmak isteyen firmalara EYDEP'e (Endüstriyel Yeterlilik Destekleme ve Değerlendirme Platformu) katılma çağrısında bulundu. Çizgel, “Savunma ve havacılık demek, Türkiye’nin kendi sanayisi ve öz sermayesiyle birlik içinde üretmesi demektir" dedi.
STRATEJİK SEKTÖR VURGUSU
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, savunma ve havacılık sanayiinin Türkiye’nin hem ekonomik hem stratejik geleceği açısından kilit sektörlerden biri olduğunu söyledi. Zorlu, “Türkiye, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika arasında bir istikrar unsuru. Bu pozisyon, ekonomik güç ve savunma kapasitesiyle doğrudan ilişkili” dedi.
Zorlu, şunları söyledi: "Savunma sanayi, yüksek teknolojiye, ileri mühendisliğe ve Ar-Ge’ye dayanıyor. Malzeme biliminden yapay zekâya, siber güvenlikten yazılıma kadar geleceğin teknolojilerini kapsıyor. İzmir’in sanayi altyapısı, üniversiteleri ve teknoparklarıyla bu alanda büyük potansiyeli var. Türkiye’nin yatırım hikâyesi savunma sanayiinden yapay zekâya, yeşil dönüşümden ileri imalat teknolojilerine uzanan stratejik sektörler üzerinden yazılmalı. Bu vizyon, ülkemizin küresel ölçekteki gücünü belirleyecektir” dedi.
ESİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Bülent Akgerman ise, Türkiye’nin bu dönüşüm dalgalarının ortasında olduğunu belirten Akgerman, “Güçlü bir Türkiye ancak güçlü bir ekonomiyle, inovasyonla ve girişimcilikle mümkün olur” ifadesini kullandı. Akgerman, “Eğer biz yüksek teknolojiye yatırım yapar, gençlerimizin hayallerini destekler ve hukukun üstünlüğünü güçlendirirsek, Türkiye dünyada hak ettiği yere gelecektir. İzmir’in tarih boyunca sahip olduğu yenilikçi vizyon, bu yolculukta en büyük gücümüzdür” diye konuştu.
YORUMLAR
0Yorum Yap