'Çin tehdidi kapıya geldi... Sanayi bölgesinde yer bakıyorlar'

ABD Başkanı Donald Trump’un Çin’e açtığı gümrük tarife savaşından dolayı Çinli imalatçıların Avrupa pazarlarına saldırması, Türk ihracatçılarında büyük endişeye yol açıyor. Türkiye’deki tekstilin başkenti olan Denizli’deki ihracatçılar, Çin’in özellikle lojistik desteklerle kendileri için büyük tehdit olacağı uyarısında bulunurken, Çinlilerin Denizli’deki organize sanayi bölgelerinden yer bakması da tedirginliği artırıyor.

Denizli Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Çardak Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Okan Konyalıoğlu, “Çinliler tabana yayılıyor. Yemeğe gidiyorsunuz, yan masada dört Çinli oturuyor” dedi.

KUŞAK YOL BÜYÜK TEHDİT

Konyalıoğlu, Çin’in Kuşak Yol Projesi kapsamında Avrupa ile kurduğu demiryolu hattının Türk sanayisi için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Çin'in Guangzhou'dan Düsseldorf'a 15 günde kesintisiz sevkiyat yapabilir hale geldiğini ve Türkiye ile de demiryolu bağlantısını etkinleştirdiğini vurgulayan Konyalıoğlu, “Bugüne kadar Çin’e karşı en büyük avantajımız uzun termin ve küçük ölçekli yani parsiyel siparişti. Çin, küçük siparişlere karşı isteksizdi. Ama şimdi kısa termin ve parsiyel malzemeyi de devreye soktuğu anda iş çok farklı bir noktaya gelir. O zaman ancak çok özel imalat yapan imalathaneler ayakta kalabilir” diye konuştu.

“ÇİNLİLER TABANA YAYILIYOR”

Tehdidin sadece lojistik boyutta olmadığını, Çinli firmaların doğrudan Türkiye'de yatırım ve depo ağlarını genişlettiğini kaydeden Konyalıoğlu, şunları söyledi: "Temu gibi platformlar depolarını büyütüyor. Artık BYD, Chery gibi dev markaların 500 bin metrekare arsa aradığı dönemi geçtik. Organize sanayi bölgelerini dolaşıyor ve 10-20 bin metrekare yer bakıyorlar. Çardak OSB Başkanı olarak geçtiğimiz günlerde üç Çinli yatırımcı ile görüştüm. Artık tabana yayılmaya başladılar. Yemeğe gidiyorsunuz, yan masada dört Çinli oturuyor. Ticaretle ilgisi olan herkesin rekabette merkezlerine Asya-Pasifik hattını ve Çin'i alması gerekiyor.  Artık Çin'e rağmen değil, onlarla birlikte neler yapabileceğimizin hesabını yapmalıyız. Çinli firmalarla çalışma yollarını aramalıyız".

“FAİZ BELASINI ÇÖZMEK ZORUNDAYIZ”

Bu devasa rekabet karşısında Türk sanayisinin en büyük handikapının yüksek finansman maliyetleri olduğunun altını çizen Konyalıoğlu, "Rakiplerimiz yıllık yüzde 3-4 faizle kaynağa ulaşırken, bizim sanayicimiz aylık bu oranlarla finansa erişebiliyor. Bizim finansman konusunu yönetebilme ve kamunun desteği olmadan çözebilme imkânımız yok.  Öncelikle bu faiz belasını çözmemiz, ardından da Çin ile ne yapabileceğimize bakmamız lazım. 1.5 yılı aşkın süredir devam eden dezenflasyonist politika ciddi bir sanayisizleşme sorununa yol açtı.  Finansa erişim ve kredi maliyetlerindeki artış yatırımcıyı olumsuz etkiledi. İnsanlar yatırım heyecanını yitirdi. Geçmiş dalgalanmalarda 3-5 ayda stabilize olan ekonomi, 1.5 yılı geçen bir süredir dalgalanmaya devam ediyor. İçsel ve dışsal sıkıntılar yüksek faiz olarak sanayiyi vuruyor. Sanayicinin en büyük gider kalemi artık finansman oldu. Personel gideri sürdürülebilir hale geldi ancak finansmanı yönetmekte ciddi sıkıntı var" değerlendirmesinde bulundu.

“FİRMA KÂRLARI ERİYOR”

Denizli özelinde tekstil sektöründeki daralmaya da dikkat çeken Konyalıoğlu, 15 yıl önce kentin ihracatının yüzde 76'sını oluşturan tekstilin payının yüzde 30'lara gerilediğini, bu daralmanın ambalaj, boya gibi yan sanayiyi de vurduğunu söyledi. Mermer, metal, kablo gibi "koşar sektörlerin" üretim hacimlerinin büyük olmasına rağmen, ekonomik gelişmeler nedeniyle firmaların kârlarının eridiğini ifade eden Konyalıoğlu, bu durumun ISO 500 listelerinden de net görüldüğünü sözlerine ekledi.