Sektörün duayeni uyardı: 'Türkiye'nin rüzgarını kaybetmeyelim'

Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki payının OECD (Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı) ülkelerinin ortalamasının üzerinde olduğunu belirterek, “Yenilenebilir enerji santrali kurulumunda güneşte çok hızlı gidiyoruz, rüzgârda daha yavaşız” dedi.

"RÜZGARIMIZI KAYBETMEYELİM" 

Son dönemde rüzgâr türbinleri için kompozit kanat üreten İzmir'deki üç fabrikanın kapanmasına dikkat çeken Kalaycı, artan maliyetlerden dolayı Türkiye'nin rekabetçilikten uzaklaştığını, ancak rüzgârda yakalanan kümelenme fırsatının kaçırılmamasını istedi. Kanat üretiminde Türkiye'nin 25 yıla yaklaşan üretim altyapısı ve bilgi birikimi olduğunu, bu sayede çok ciddi bir tedarikçi ağı oluştuğunu belirten Kalaycı, İzmir'in, yedi kule fabrikasının dördüne ve sektöre farklı ölçeklerde üretim yapan yüzlerce firmaya ev sahipliği yaptığını kaydetti.

Rüzgâr enerjisinde Çinlilerin Türkiye'de kanat ve diğer ekipmanların üretimini ilgi gösterdiği duyumlarını aldıklarını da belirten Kalaycı, Türkiye İş Bankası gibi büyük bir kuruluşun rüzgâr kulesi üreten bir firmaya ortak olmasının da sektörün geleceğine olan inancı gösterdiğini vurguladı. Kalaycı, "Rüzgâr enerjisine yönelik yatırımlar işsizliği azaltıyor, Bergama’da yaşandığı gibi ters göçe yol açıyor” diye konuştu.

GES'LER YÜZDE 19 BÜYÜDÜ

Eylül sonu itibariyle Türkiye’de enerji santrallerinin kurulu gücünün 121 bin MW’nin üzerine çıktığını belirten Kalaycı, kurulu gücün güneş enerjisinde 24 bin MW’yi geçtiğini, rüzgâr enerjisinde ise 13,8 bin MW’a ulaştığını açıkladı. Kalaycı, güneş, rüzgâr, jeotermal, biyokütle, baraj ve akarsudan oluşan yenilenebilir enerji kaynaklarındaki kurulu gücün toplam kurulu gücün yüzde 61’ine ulaştığını söyledi. Kalaycı, “Rüzgâr enerjisinin yanı sıra güneşte de ciddi yatırımlarımız var. Bu yılın ilk dokuz ayında güneşte yüzde 19, rüzgârda yüzde 8 kurulu güç artışı gerçekleşti. Türkiye temiz enerjide önemli bir noktaya ulaştı" diye konuştu.

"DAHA FAZLA YATIRIMA İHTİYAÇ VAR"

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de elektrikli araç teknolojisinden yapay zekâ uygulamalarına ve iklim krizine kadar birçok gelişmenin daha fazla enerji tüketimini, dolayısıyla üretimini zorunlu kılacağını belirten Kalaycı, bu enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasının çok önemli olduğunu söyledi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetinin diğer birincil enerji kaynaklarına göre çok ucuz olduğunu vurgulayan Kalaycı, rüzgâr ve güneşte 3,5 cent/kWh olan alım fiyatının, nükleer santralde 12,35 cent/kWh'den başlayıp yıllar itibariyle daha da artacağına, oysa rüzgâr ve güneş enerji santralleri için alım fiyatının 20 yıl boyunca sabit olduğuna dikkat çekti.

"ZORLAYICI AMA ERİŞİLEBİLİR HEDEFLER"

Kalaycı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın Türkiye’nin yenilenebilir enerjide açıkladığı 2035 yılında 120 bin Mw'lik kara ve deniz rüzgar enerji santralleri ile güneş enerjisi santrali kurulu gücü hedefini  “zorlayıcı ama erişilebilir hedefler” olarak nitelendirdi. Kalaycı, her yıl güneş enerjisinde 5 bin Mw, rüzgar enerjisinde 3 bin Mw kurulu güce ihtiyaç olduğunu, bunun da 7-8 milyar dolarlık yatırıma denk geldiğini söyledi.  Kalaycı, ayrıca Türkiye’de yenilenebilir enerjiden daha fazla faydalanmak için trafo ve altyapı yatırımlarının yapılmasına ihtiyaç olduğunu da vurguladı.

"YEKA PROJELERİ HACİMLİ OLSUN"

YEKA (Yenilenebilir Kaynak Enerji Alanı) yarışmaları ile düzenlenen ihalelerin yenilenebilir enerji potansiyelinin değerlendirilmesi ve hedeflerin yakalanması için çok önemli olduğuna dikkat çeken Kalaycı, “YEKA ihalelerindeki kurulması planlanan santrallerin gün sonunda yapılması ve realize olması gerekiyor. O nedenle bu ihalelerde hacim büyük tutulmalıdır. Proje stoğunu artırmamız gerekiyor. Her yıl en az 3 bin Mw seviyesinde rüzgâr enerjisi kurulu gücünün devreye alınması gerekiyor. Bunun için yeni kapasite tahsisi yapılmalı. YEKA’lar hacimli ihaleler olsun. İhalelerin yıllık ve aylık takvimi de belirlensin. Böylece bu alanda yatırım yapmak isteyenlerin hevesi artacaktır” dedi.

DOKUZ YILDA ÇOK SAYIDA PROJE

Rüzgâr, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir enerji yatırımlarının kuruluş aşamasında yöre halkının istek ve taleplerine dikkat edilmesi gerektiği üzerinde duran Kalaycı, özellikle jeotermalde yeni teknolojilerin tarımsal alanlara ve çevreye zarar vermeyecek nitelikte olduğunu, dolayısıyla Türkiye'de jeotermal kaynaktan daha fazla yararlanılması gerektiğini söyledi.

2016 yılında kurulan Derneklerinin dokuz yılda yenilenebilir enerji sektörüne değer sağlayan çok sayıda projeye imza attığını kaydeden Kalaycı, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanında çalışan firmalar arasında güçlü network oluşturmak amacıyla uluslararası ve ulusal projeler yürüttüklerini ifade etti.